Suçlu Patent mi (2) ?

Aşı patentleri neden paylaşılmıyor, neden bütün dünyada üretim yapılmıyor da 3-5 firmadan tüm dünyaya aşı yetiştirmelerini bekliyoruz ? türü haklı sorular vardı.

Bu konuda sorunun patentte değil, insanların açgözlülüğü ve önem verdikleri şeyin aslında her dakika farklı kanallardan önümüze koyulan insani değerler değil kendi çıkarları olduğundan bahsetmiştik.

Şu an güncel derdimiz aşı olduğu için, bu konu üzerinden tartışmalar yürüyor. Ancak bu durum aslında çok daha vahim sonuçlar doğuruyor. Üstelik tüm gezegen ve hepimiz için.

Uzmanlar kovid sonrasında karşımıza çıkacak ve hepimiz için çok daha büyük sorun olacağını söyledikleri iklim değişikliği meselesini tartışıyorlar.

Hatta ABD başkanlık seçimlerinde bile Biden’ın temel söylemlerinden birisi bu konuydu ve “Green New Deal” adını verdikleri yeni bir döneme, yapılacak her işin iklim değişikliğini önleyecek şekilde organize edileceğinin sözünü verdikleri bir de deklarasyon yayınlamışlardı.

Hemen seçimin ardından da Paris iklim anlaşmasına taraf oldular zaten.

Nedir konu?

İnsanlığın yarattığı özellikle de karbon temelli atıklar nedeniyle gezegenin iklim dengesinin bozulması ve tarihte görülmemiş doğal felaketler yaşama ihtimalimiz var. Son nokta yeni bir buzul çağı olacak ve “medeniyetimiz” çok büyük oranda tahrip hatta toptan yok olma tehlikesi yaşayacak.

Peki nedir karbon temelli atıkların temeli? Pek çoğumuzun hayran olduğu ve modern çağın vazgeçilmezi olan ulaşım araçlarının yarattığı egzoz atıkları. Çünkü hala bu araçların büyük çoğunluğu petrol ve türevi yakıtlarla çalışıyor.

Ürettiğimiz alternatif nedir peki?

Hidrojen vs gibi denemelerin yanında baskın olan elektrikli araçların üretilmesi bu sorunun çözümü olarak gösteriliyor. 2000’lerin başından beri konu gündeme yavaş yavaş sokuldu ve özellikel 2010 sonrası trend çok hızlandı. Hemen her inovasyon- pazarlama konulu sunumun başrol oyuncusu olan Elon Musk ve firması Tesla bu işin marka değeri en yüksek işletmesi olarak yıldız gibi parlamakta.

Hakikaten insanlık 2000’lerde mi elektrikli araç üretebilecek duruma geldi? Yoksa pek de anlatılmayan ve en ufak hikayenin bile onlarca filminin yapıldığı Hollywood’un görmezden geldiği başka bir hikaye de var mı elektrikli hatta güneş enerjisi ile çalışan araçlar hakkında.

Birkaç veri paylaşalım sizinle:

1900’lerin başında 2. Sanayi devrimini yapan ABD özellikle de 1920’lerle birlikte altın çağa girer. Bakın o sıralarda durum nasılmış..

  • Amerika’da 1900’de arabaların 1/3’ü elektrikliymiş, günümüzde ise %1’i.
  • 1908’de Henry Ford, seri üretimi başarıyor.
  • 1912’de Ford arabanın fiyatı $650, elektrikli arabanın fiyatı $1.750.
  • Teksas’ta petrol bulunması ve fiyatının ucuzlaması, 1935’de elektrikli arabaları bitiriyor.

Google’ın el attığı pek çok alandan biri de patentler.. Ekrana Google Patents yazıp, kriter olarak “electric car” gibi çok basit ve geniş bir arama kriteri verdiğinizde 1900-1950 arasında 92.603 sonuç geliyor.. Elbette bunların tamamı direkt konunun asıl merkezi ile ilgili değildir ama en azından onda biri bile ana teknoloji ile ilgili olsa 9 bin civarı patent girişimi olmuş demektir. Yani bu konuya kafa yoran çok sayıda insan var ve ciddi mesafeler de alınmış durumda.

Size bir resim bir de video gösterelim. Resimdeki araçlar 1907 yılından ve şarj olmaktalar!!

 

Videoda ise 1900’lerin başında trafikte hareket eden elektrikli araçları görüyorsunuz…

 

 

Petrol ve türevleri ile uğraşan büyük sermaye sahipleri, ellerindeki politik güç ile bu teknolojiye engel olup bakın gezegene ne yapmışlar. Şu an içinde yaşadığımız bu dengesiz iklimin sebepleri alınan patentler vs. değil insanların açgözlülüğü ve bitmeyen kar hırslarıdır.

Bizim hedefe oturtmamız gereken; her şeyden önce insanlığın, Martin Lüther’le yaptığı ahlaki devrimin bir benzerini yapıp sadece kendisini düşünen değil, toplam faydaya odaklanan ve sürdürülebilir bir ekonomik-siyasi fikir üretmesidir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook

LinkedId