Marka Mı, Fabrika Mı?

Bir soru ile başlayalım. Ama lütfen bugünden ileri doğru düşünmeye çalışarak cevaplayın. Bir fabrikanız mı olsun isterdiniz, bir markanız mı olsun isterdiniz?

Biraz, çocukken sorulan o tuhaf ve acımasız soruya benzedi farkındayım. Anneni mi seviyorsun, babanı mı? Aslında buna en güzel cevap “Mecbur muyum seçim yapmaya, ikisini de seviyorum” olmalı farkındayım.

Bu soruları aklıma getiren şey, Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner’le yapılan bir televizyon programında kendisinin verdiği bazı istatistikler oldu.

Önce Brand Finance nedir, ne iş yapar onu açıklayalım. 1996 yılında kurulan Brand Finance, dünyanın önde gelen bağımsız markalı iş değerleme ve strateji danışmanlığı firmasıdır. Merkezi Londra’da olan şirketin 20’den fazla ülkede temsilciliği ya da ofisi bulunmakta. Her yıl yayınladıkları “sektör sektör ve ülke ülke en değerli marka” konulu araştırmaları pek çok uzman tarafından da kaynak olarak kabul edilmekte.

Şirketin Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner’in paylaştığı verilere göre; dünya çapında sermaye piyasalarında işlem gören firmaların tüm varlıkları içinde; fiziki olmayan varlıkların oranı %52, fiziki varlıkların oranı ise %48’miş. Türkiye’de bu oran %30 fiziki olmayan ve %70 fiziki olarak şekilleniyormuş.

Ayrıca ülkemizdeki en değerli markaların %70’i hizmet, %30’u ise üretim – imalat sektörlerinden çıkmış.

Fiziki varlıklar için kabaca fabrikalar, araçlar, üretimde kullanılan aletler, arabalar, hammadde vb. ; fiziki olmayan varlıklar için de kabaca patentler, tasarımlar, markalar, ticari sırlar, telif vb. diyebiliriz.

Şimdi bu istatistiklere bakıldığı zaman 3 temel konu ortaya çıkıyor.

  1. Dünyada marka sahibi olmak, fabrika sahibi olmaktan değerli gibi.
  2. Biz dünyanın tersine gidiyoruz.
  3. Bizim de mensubu olduğumuz hizmet sektörü elbette son kıymetli, elbette çok önemli ama bir gerçek var ki; bizim imalat – sanayi üretimimizi artırmamız lazım.

Belki istatistik her şeyi göstermez, neye göre kime göre vb. gibi sorular arka arkaya getirilerek bu araştırma sorgulanabilir ama ben de bunu yapanlara bir soru sormak isterim. Burada dile getirilen konuları siz de hayatınızda, sosyal medya da ya da diğer iletişim kanallarında hissetmiyor musunuz?

Hemen hepimiz yeterli sayı ve kalitede üretim yapmadığımızdan, işsizlikten, çakmağı bile Fransa’dan almamıza hayıflanmıyor muyuz?

Pek çoğumuz Coca Cola’nın üretim tesislerinin yerini bilmezken, markasının tarihini ve hikayesini bilmiyor mu?

Rahmetli Steve Jobs aileden biri gibi değil mi? Bütün hayatını öğrenmedik mi? Oysa herhangi bir Apple fabrikası nerededir desek, en fazla Çin dışında bir cevap verebilir miyiz?

Tükettiğimiz ürünler hakkında şöyle ikişer üçer dakika düşünün neler biliyorsunuz? Aslında bildikleriniz marka, kurucu-sahip ya da efsanevi CEO ya da bunlarla ilgili anlatılan hikayeden ibaret değil mi?

Bakın buradan baktığınız da bile, fiziki olmayan varlıkların fiziki varlıklardan ne kadar daha fazla değer içerdiği ortaya çıkıyor.

Tekrar soruyorum yıl 2050 :

Bir fabrikanız mı olsun isterdiniz, bir markanız mı ?

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook

LinkedId