Patent kelimesini duyunca insanların aklına genellikle çok komplike, normal insanların anlayamayacağı zor ve teknik düzeyi yüksek bir takım kavramları ve ürünleri akıllarına getiriyorlar.
Patent kavramının ve çevresinde gelişen mevzuatın çok kolay anlaşılabildiğini söyleyemem ama her patent alınan buluş da çok komplike “uzay” teknolojisi içermiyor. Yeryüzünde alınmış her 100 patentin 98-99 tanesi daha önceki buluşların üzerinde yapılan geliştirmelerle ortaya çıkıyor. Sadece 1-2 tanesi sıfırdan düşünülen ve ortaya çıkan buluşlar.
Basit bir örnek vereyim: Traş Bıçağı 1903 yılında King Camp Gillette tarafından icat edildi. Gillette icadına 15 Kasım 1904 tarihinde, patent aldı. Çift bıçaklı jiletin ortaya çıkışı 1973. Sonrası malum, oynar başlıklar, 3 bıçaklar, kaygan bantlar vs.. Tabii bu saydığım ve sayarken atladığım her gelişme patent konusu
Bu arada dünya çapında alınmış çok tuhaf ve patent sahibi dışında kimsenin de ticari başarı kazanabileceğine inanamayacağı pek çok buluş var. Bunların büyük kısmı da zamanın ruhuna ve sosyal gerçekleri ile oluşan sorunlara cevap veriyor.
Ama patente hayatta karşımıza çıkan sorulara verilen teknik çözümler ve bu çözümü üretene sağlanan 20 yıllık bir ayrıcalık olarak bakarsak bu tür uçuk kaçık buluşların bile felsefi bir anlamı var.
Hatta bazıları sonsuz hayata bile patent üzerinden gidilebileceğine inanmış durumda 😊 Cenazeden ayrılan kafa kısmının korunmasına dair sistem için yapılan başvuru. 1903 tarihli…
Bunun dışında günlük hayatımızda kullandığımız bazı ürünler bize sanki “30-40 yıl bile olmadı piyasaya çıkalı” hissi verebilir.
Mesela:
Diş fırçası sanki 20. Yüzyılın ikinci yarısına ait gibi gelirdi hep. Oysa H.N. Wadsworth 1857’de patent başvurusunu yapmış bile.
Zippo ile özdeşleşen kapaklı çakmak modeli. Sanki 30 – 40 yıllık bir geçmişi var gibi. Oysa patent başvurusu 3 Mart 1936’da yapılmış.
Bizim çocukluğumuzda (ki 80’lerin başına denk gelir) Meybuz adıyla sinemalarda satılan ürün. F.W. Epperson tarafından 1924’te patenti alınmış.
Sizce insanların vücutlarına yaptırdıkları dövmeler için üretilen ilk makineler ilk ne zamana ait olabilir?
1950’ler, hatta çiçek çocukları – 68 kuşağının etkisi ile ortaya çıkmış olabilir diye düşünüyorsanız fena halde yanıldınız. İlk dövme makinesine ait patent S.F. O’Reilly tarafından 1891’de alınmış.
İnternet ekipler amiri Serdar Kuzuloğlu’nun tanımı doğru sanki. İnsanlar teknolojiyi kendileri doğduktan sonra ortaya çıkan şeyler olarak görmekte.
Tam tersi durumlar da var tabii. Mesela fermuar. Sanki 1800’lerden beri hayatımızda varmış gibi. Oysa fermuarın patenti 1917 yılına ait. 1. Dünya savaşının doğurduğu zorlu şartlarda, asker botları ve kıyafetleri için pratik bir çözüm arayışından ortaya çıkmış.
Girişte bazı patentlere buluş sahibi dışında kimse inanmamıştır herhalde demiştik ama siz yine de buluşlarınızı patent ile 20 yıllık koruma altına alın. Eminim 1891’de tuvalet kağıdı patenti başvurusu sırasında SETH WHEELER’a da gülen çok olmuştur. Neredeyse 100 yıldır temel ihtiyaç maddesi konumunda.
Hatta fikrinize inanıyorsanız yurt dışında da tescil ettirin, unutmayın patenti ülkemizde almanız yetmez. Pazar olarak gördüğünüz her ülkede başvuru yapmanız lazım. Üstelik ticari başarı kazandıkça taklit edilme şansı da var. Bu nedenle patentinizi izlemeye de aldırın. Bu kadar işi kim takip edecek derseniz de, biz bunun için varız…