Türkiye Cumhuriyeti yaklaşık 800 bin kilometrekare yüzölçümü ve 82 milyon civarında nüfusu olan bir ülkedir. Yaş ortalaması 29 olan ve dünya ticaretinden %1,5 pay alan bir ülkedir.
1,5 deyip geçmeyin. ABD ve Çin zaten toplam ticaretin %40’ından fazlasını gerçekleştiriyor. Kalan % 60 da 200’e yakın ülke tarafından bölüşülüyor. Mesela 230 milyon nüfuslu Brezilya %2,39 ; 1 milyar 300 milyon nüfuslu Hindistan 2,83 ; nüfusu bizim gibi 82 milyon olan sanayi devi Almanya da %4,54 pay sahibi.
Özetle daha iyisi olabilir ama Türkiye ekonomik açıdan büyük bir ülke. Zaten yaklaşık 40 yıldır sıramız değişse de G-20 içinden hiç çıkmadık.
Bütün bu verileri niye döktüm, bunların sınai mülkiyetle ilgisi nedir?
Bu hafta tabloya tersten bakıp, yabancıları eleştireceğiz de ondan. Türkiye’yi bir Pazar olarak görmeyip yatırım yapmayan, en azından marka tescilini almayan yabancılardan bahsediyorum.
Yapılan hareketi tasvip etmiyorum ama siz markanızı almayınca, doğal olarak kötü niyetli insanlar devreye girip bazı yabancı ünlü ve popüler karakterlerin isim-markalarını kendi adlarına tescilliyorlar.
Burada konu sadece sınai mülkiyetle ilgili değil tabi.. Bu pazarlamanın konusu ve pazarlama ekip işi. Bir strateji ve duyarlılık gerektiriyor. Bütün detaylar ince ince hesaplanmalı. Elbette ki dönüş var ancak, maalesef sancılı uzun ve masraflı mahkeme ve dava süreçleri gerektiriyor.
Oysa ülkemiz marka tescili açısından pek çok anlaşma ve sistemin üyesi. Bu sistemleri avantaj ve dezavantajlarını merak edenler buraya tıklayabilir.
Özellikle sporcu ve sanatçıların temsilcileri, kulüpleri, menajerleri ya da varsa burada kurdukları işletmelerin CEO’ları – pazarlama müdürleri bu konuda çok dikkatli olmalılar.
Bazı örnekler gerçekten insanın içini acıtıyor. Örneğin Andre Ayew Fenerbahçe spor kulübünün futbol takımında oynayan bir sporcu. İngiltere Premier ligi ki, spor pazarlaması konusunda NBA’den sonra en fazla üzerine kafa yorulan ev örnek alınan sistemden gelen bir sporcu.
Oysa bugün ismi bir girişimcimiz!!! Tarafından “böcek ilaçları” konusunda faaliyet göstermek üzere yapılan ve kendisi ile hiç alakası olmayan bir marka tescilinin konusu durumunda.
Böylesine yüksek milyon Dolar, Euro para birimleri ile ülkemizde faaliyetlerini milyonlara sergilemek üzere gelen – getirilen figürlerin markalarının da biraz daha profesyonelce yönetilmesini bekliyor insan.