Markalar artık sadece reklam mecraları – ürün rafları arasında kalan kısıtlı alanda hedef kitleleri ile sağlıklı bir iletişim kuramayacaklarını anladılar. “Ver parayı – al markayı denklemi”, yerini “ver parayı – dünyanın daha iyi bir yer olmasına katkıda bulun” denklemine bırakıyor.
Bir marka için de bunu yapabilmenin en güzel yolu dünya çapında sosyal sorumluluk projelerine imza atmak.
Geçen hafta pazarlama dünyasının bence en önemli haberi de bu konu ile ilgili bir projeye aitti ve Lacoste markasının kült haline gelen timsah logosunu çok hayırlı bir proje için değiştirmesiydi.
Projenin detaylarına girmeden biraz Lacoste’tan bahsedelim. Pek çok kişi “Lacoste” kelimesinin Fransız dilinde “timsah” anlamına geldiği için logonun da timsah olduğunu düşünüyor.
Oysa logoya ilham veren timsah bambaşka bir öyküden geliyor. İyi bir tenisçi ve iyi bir modacı olan Fransız asıllı Rene Lacoste, Davis Kupası’nda takım arkadaşlarıyla birlikte Fransa’yı temsil ettiği dönemlerde önemli bir maç öncesi iddiaya girer. Fransa takımının kaptanı maçı kazanması halinde kendisine timsah derisinden yapılmış bir çanta hediye edeceğini söyler. Rene maçı kaybeder ama kendine bir unvan kazanır: “Timsah Rene”.
Bu lakabı benimseyen Rene de o günden sonra korta ceketinin cebine dikili bir timsah armasıyla çıkar. Rene Lacoste yıllar sonra iş hayatına atılıp, kendi ismiyle bir marka yaratmaya karar verdiğine de, timsah ister istemez akla gelen ilk marka sembolü olur.
7’den 70’e herkesin hafızasına kazınmış olan sağa bakan efsanevi timsah logosu ve markasının hikayesi kısaca böyle.
Lacoste genel olarak sosyal sorumluluk projelerine çok sıcak bakan ve bu amaçla da pek çok proje gerçekleştirmiş bir marka.
Mesela 2009 yılında Lacoste’un önayak olduğu, kâr amacı gütmeyen Save Your Logo isimli bir girişim gerçekleşti. Dünya üzerindeki pek çok markanın logosunda, bugün koruma altına alınması gereken hayvanlar veya bitkiler var. Paul&Shark’ın köpekbalığı, Kipling’in maymunu, Peugeot’nun aslanı, Puma’nın adı üstünde puması, İstanbul Deniz Otobüsleri’nin (İDO) yunusu, Emporio Armani’nin kartalı, “Penguin” yayınlarının pengueni gibi.
Save Your Logo’nun amacı, bu şirketleri logosundaki canlıyı koruma altına almaya, alan kuruluşlara bağışta bulunmaya ikna etmek. Amaçlarını üç başlık altında toplamışlar: Koruma, eğitim ve farkındalık yaratmak.
Ünlü timsah logosuna sahip Lacoste, Çin’de ve Amazonlar’daki Orinoco Nehri’nde yaşayan timsahların bakımını üstlenmiş. Nesillerinin devam etmesine ve biyolojik çeşitliliklerinin korunmasına yardımcı olacaklar. Türkiye’deki timsahların korunması için de çaba gösteriyorlar. Darıca Hayvanat Bahçesi’nde bulunan 7 timsahın yıllık bakımını üstlenmişler.
Konuyla ilgili bir de küçük koleksiyonları var. Tasarımcı kardeşler Fernando ve Humberto Campana, sosyal sorumluluk projesine destek sağlamak için özel tişörtler dizayn etmiş.
Gelelim Lacoste’un geçen hafta medyaya yansıyan projesine. Lacoste’un simgesi haline gelen ve polo tişörtlerinde 85 yıldır yer alan timsah figürü, nesli tükenmekte olan ve doğada yalnızca sayılı kalan; kaplan, balina, gergedan, maymun ve kuş gibi 10 farklı türü korumak için, bu hayvanların figürleriyle yer değiştirdi.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) ve BETC ile hazırlanan “Save Our Species” (Türlerimizi Kurtarın) kampanyası için, nesli tükenen hayvanların doğadaki sayısı kadar yani 1.775 adet beyaz polo tişört üretildi.
Hayvanlara ait logolar, Lacoste’un tasarım stüdyosunda, timsah logosunda kullanılan işlemeyle hazırlandı. Sınırlı sayıdaki tişörtler, tanesi 183 dolardan (150 euro) kampanya için hazırlanan mikro site üzerinden satışa çıkarıldı.
Timberland de geçen ay sadece tüketim amacından uzaklaşarak üretim için kullandığı her malzemenin kaynağına da sorumlu bir şekilde sahip çıkmak adına Haiti’de 30 yıldır yapılmayan pamuk tarımına destek vereceğini açıkladı.
ABD’de yaşayan ve Chobani markasıyla donmuş yoğurt üreten ve kısa zamanda çok büyük bir başarı yakalayan Türk girişimci Hamdi Ulukaya da epey bir süredir aynı amaca hizmet eden bir proje ile gündemde. Chobani bir süredir çalışanlarını seçerken göçmenler lehine pozitif ayrımcılık yapıyor.
Bir parça kağıt üzerine yazılan ya da çizilen ve marka tescili için araştırma yapılmak üzere bizim gibi vekillere gönderilen “bir ayırt edici işaretin” ; bir gün gelip de dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için en büyük güç haline gelmesine şahit olmak da bizler için büyük bir mutluluk kaynağı.