Blog, belirli bir konuya ilişkin ya da farklı konularda yazılar yazabildiğimiz; video, resim ve fotoğraf paylaşabildiğimiz web tabanlı platformdur. Asıl adı weblog olan blog, kısaca blog olarak kullanılmaya başlanmıştır
Blog açmak kolay olsa da asıl problem blogu devam ettirmektir.
İşte bu noktada, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde daha sık rastlanan hazırı alıp kendi ürünün gibi satmaya çalışma, kısaca üretememe sorunu ortaya çıkıyor. Yani bildiğiniz, kibar tabiri ile taklit asıl adı ile çalma durumu hayatımıza giriyor. Bir ürünü taklit etmek zor olsa da fikir bazında yürüyen girişimler çok daha kolay çalınıyor ve bu işten çok darbe yiyor…
Başarılı bir blog yazarıyım ve çok takipçim var. Blogumu ve paylaştıklarımı nasıl koruyabilirim?
Bu konu teknik anlamda sınai mülkiyet hakları ve bu hakların yasal zemini kapsamında incelenebilecek bir konu.
Blogun adından içinde yer verdiğimiz görsellere, paylaştığımız fikirlerden ve bloğun tasarımına kadar sahip olduğumuz haklar neler ve nasıl koruyabiliriz bu başlıkları biraz inceleyelim.
Blogun adı:
Blogumuzun adını klasik anlamda domain tescili ile korumak mümkün. Bunun yanında ör: aliay.com domaini için “aliay” ismini de marka tescili ile koruma şansınız var. Tabii daha önce bir başkası tarafından marka tescili ile koruma altına alınmamışsa ya da başka bir markaya benzerlik içermiyorsa. Aslında bir blog içinde korunabilecek en güçlü alan ilgili bloğun adıdır.
Blogun sayfa yapısı ve içeriğindeki görseller:
Paylaşım yapılan blog altyapısı çok büyük oranda blog fikrinin içerdiği kişisellikten dolayı büyük bir mecra olacağı öngörüsü ile geliştirilen WordPress, Blogger, Blogcu, Tumblr, Livejournal, Weebly, Blog.com gibi platformlardan sağlanıyor. Bu platformların hazır olarak kullanıma sunduğu şablonlar üzerinden paylaşımlar yapılıyor.
Eğer bloğunuz bu altyapıların sağladığı şablonlardan biri üzerinden ilerliyorsa, asıl hak sahibi siz değilsiniz. Sınai mülkiyet hakları anlamında bloğun görsel yerleşimi; tasarım tescili ile tescil edilebilir olsa da asıl hak sahibi olmadığınız bir şeyi tam olarak korumak mümkün değil. Teknik olarak (Örneğin) wordpress’e dava açıyor olursunuz ki, bunu tavsiye etmeyiz.
Nadiren de olsa, bazı blogların farklı yazılımlarla farklı bir görsel yerleşim ya da görselliği etkileyen farklı fonksiyonları içeren (Ör: Kutu mantığı ile yapılmış bir blogda kullanıcının tercihlerine göre seçim yapıp kendine göre bir sayfa gösterimi elde etmesini sağlayan bir şablon düşünün…) bir yazılımla oluştuğunu görebiliyoruz.
Bu noktada dünyada ABD dışında hiçbir ülkede klasik anlamda yazılım (kod dizimleri, kod satırları) sınai mülkiyetle korunmuyor. Bu konu telif haklarının konusu. (Telif haklarını ilerde biraz daha açacağız)
Peki şablonlar dışında özel bir yazılımla elde ettiğimiz sayfa görüntüsünü korumak mümkün mü ? Nasıl koruyabiliriz?
Yaptığımız sayfanın görüntüsünü genel yapısı ve nesnelerin yerleşimi bakımından tasarım tesciline konu etmek mümkün. Aynı şekilde ilgili yapıyı telif hakkı müracaatı ile de koruyabiliriz. Ancak bu içeriklerin çok fazla değişkeni bir arada barındırması ve farklı yerleşkelerle çok farklı sunulabilmesi sebebiyle alınacak tescil çok nitelikli bir koruma alanı sağlamayabilir.
Blogun içinde yer vereceğiniz ilgi duyduğunuz alana ait spesifik bir görsel (Ör: Mobilya hakkında yazıyorsunuz ve bir sandalye tasarımı yaptınız ve bunun çizimini ya da resmini blogda paylaşacaksınız) endüstriyel tasarım tescili ile korunabilir.
İçerikler:
Blogda yer verdiğiniz yazılar içinde yine spesifik olarak bir proje fikrinizi açıklıyorsanız, bu aşamada sınai mülkiyet açısında bir korumadan bahsedemeyiz. Ancak proje fikrinizi telif hakkı ile koruma şansınız var.
Yeri gelmişken belirtmekte fayda var. Sınai mülkiyet hakları (Marka, patent, tasarım ) ilgili kurum olan Türk Patent ve Marka Kurumu’nca başvuru aşamasından sonra kamuya ilan edilir. Ve her hakla ilgili bir veri tabanında herkes tarafından ulaşılabilir halde sürekli açık ve sorgulanabilir haldedir.
Telif hakları ise, beyana dayalıdır. Yani siz telif hakkı için başvurmak istediğiniz projenin daha önce düşünülüp koruma başvurusunun yapılıp yapılamadığını bilemezsiniz. Projenizi hayata geçirdikten sonra bu fikir eğer başkası tarafından telif hakkı ile korunuyorsa, her an bir telif hakkı davasında taraf olabilirsiniz.
Burada sayılan öğelerden herhangi biri sınai mülkiyet ve telif açısından size ait ise; taklit eden ya da bire bir kopyalayan kişi ya da kurumlara elinizdeki tescil belgesine dayanarak ihtardan başlayıp dava sürecine götürecek yaptırımlar uygulayabilirsiniz.
% 100 özgün ve fikir sahiplerine haklarının tam olarak verildiği bir dünya dileğiyle..